UA-15301091-4

Altınbeşik Mağarası

Altınbeşik Mağarası

Şimdi hangi tarafından başlamak lazım bilemiyorum;
İbradı – Akseki tarafı zaten olabildiğine güzel yerler, Manavgat Vadisi ve Toroslar’ın bu bölümü de ayrıca enteresan. Biraz daha kuzeye doğru Eynif Ovası ise bambaşka….
Önce çevre köylerde dolaşıyorum. Ormana, Emiraşıklar, Sarıhacılar, Belenalan, Bucakalan.
Planım; en son Ürünlü Köyü’nü gezip, oradan, internette gördüğüm görsellerinin haricinde bir bilgimin olmadığı Altınbeşik Milli Parkı’na gitmek.
Ürünlü, diğer ünlü köyler arasında belki en sevimli gelen oldu neden bilmem.
Altınbeşik Mağarası buradan dört buçuk km. En fazla 10 dakikamı alır derken bölgenin en ürkütücü yollarından birisinde buluveriyorum kendimi.
Her ne kadar bu tarz yollarda araba kullanmaya alışık olduğumu düşünsem de açıkçası zorladı.
Belki 20 dakika sonra Milli Parkın otopark alanındayım.
Bir kafeterya ve önünde botlar var.

Mağaranın girişi karşımda.
Bir çay içip mağaranın tabelasını okuduktan sonra (yine inanılmaz anlaşılmaz bir dille yazılmış, gereksiz detayları barındıran, merak edilen hiçbir soruya da yanıt vermeyen bir bilgilendirme panosu) can yeleklerini giyip botlara geçiyoruz.
Mağara’nın ağzı 40 mt genişliğinde, yavaşça içeriye doğru ilerliyoruz. Suyun rengi ve berraklığı o kadar güzel ki, daha içeriye girmeden dışarının güzelliği beni vuruyor.
Ve içerideyiz.
Orman Bakanlığı’nın sayfası, mağara kulüplerinin sayfaları, gazete haberleri, wikipedia vs biraz bakıyorum, tutarlı tek bilgi yok neredeyse.
Botun küreğini çeken görevli arkadaşın anlattıkları yine en iyi referans benim için.
Neler anlatıyor?
Valla gidip dinlemek lazım.